Sağlık
Alerji Nedir? Çeşitleri Nelerdir? 08.03.2018

Alerji 

Alerji, çoğu kişinin yaşamında yer almakta olan bir durum olmakla birlikte, görüldüğü kişilerin sosyal yaşamını olumsuz derece etkileyebilmektedir. Sosyal yaşantının yanı sıra, aynı zamanda alerji durumu kişilerde çeşitli sağlık problemlerine de neden olabilmektedir.
Alerjinin başlamasına neden olan belli başlı cisimler vardır. Bu cisimler arasında böcek, o, ağaç, çalı, toz ve çiçek tozu gibi hem canlı hem de cansız varlıklar bulunmaktadır. Bakıldığında bir kişide alerji olup olmadığı açık bir şekilde anlaşılabilmektedir. Eğer bir kişiyi hayvan kılı, toz ya da çiçek tozu gibi maddeler ani bir şekilde aksırtırsa, bu durum alerjinin durumunun belirtileri arasında yer alır. Bunun dışında kişilerde alerjinin meydana gelmesine neden olan maddeler deriye temas ettiğinde eğer o noktada şişlik veya kızarıklık meydana geliyorsa, yine bu durum da alerji göstergeleri arasında yer almaktadır.

Kişilerin en çok alerji duydukları maddelerin dışında, bireysel farklılıklar nedeniyle bir kişi oldukça farklı maddelere alerjen olabilmektedir. Bu duruma örnek vermek gerekirse, bazı yiyecekler bile bazı kişilerde alerji durumunun yaşanmasına neden olmaktadır. Besin alerjisinden en çok şikayetçi olan kesim ise çocuklardır. Bu alerji türü, en fazla çocuklarda olmaktadır. Çocuk büyüğünde ise, çoğunlukla bu alerji türü yok olmaktadır. Besin alerjisine neden olan gıdalara örnek vermek gerekirse, soya, yumurta, süt, balık, ağaç yemişleri, kabuklu deniz ürünleri ve de buğday ürünleridir. Bu alerji türü çok sık görülmese de bazen yetişkinlerde de görülebilmektedir. Besin alerjisi, sadece besinleri yemekle değil, onları koklamak ya da onlara dokunmakla da oluşabilmektedir. Kişilerin en fazla maruz kaldığı alerji türü ise, hava ile taşınan alerjenlerin neden olduğu alerjik reaksiyonlardır. Bu tür alerjik reaksiyonlarda, ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. Öyle ki, astım durumu oluşabilecek bu sağlık sorunlarının en önemlilerindendir. Alerjiye neden olan alerjenler, hava yolu bir noktadan başka bir noktaya taşınmaktadır. Taşınan bu alerjenler, çok küçük partiküllerdir. Bu partiküllerin en başında ise, polen gelmektedir. Polen dışında ise, küf, ev tozu akarları, hayvanlardan dökülen deri, parfüm, sigara dumanı, boya kimyasalları ve de halı malzemeleri, kişilerde alerjiye neden olan maddeler arasında yer almaktadır.

Kişilerin maruz kaldığı bir diğer alerji türü ise, lateks alerjisidir. Lateks bir madde olmakla birlikte, Brezilyada yetişen kauçuk ağacının öz suyundan üretilir. Daha çok, balon, eldiven, biberon emziği, oyuncak ve cerrahi maske gibi birçok maddenin üretiminde kullanılmaktadır. Lateks maddesi, en fazla tıp alanında kullanılmaktadır. Bu nedenle, sağlık alanına çalışan kişilerde ve çocuklarda bu alerji türünün yaşanma ihtimali oldukça fazladır. Bu alerji türünde, lateks madde deriye değer ve değdiği yerde kızarıklık ve de kaşınma durumları yaşanır. Bu durumlar, lateks maddenin deriye temasından 12 ile 14 saat arasında yaşanmaktadır. Bazı kişilerde ise bu durumlar anında yaşanır. Aynı zamanda göz sulanması, burun akıntısı ve de hapşırma gibi durumlar da kişide yaşanabilmektedir.

Alerjiye neden olan diğer faktörler ise, böcek ısırması, metaller ve de kozmetik ürünlerdir. Bu tür durumlarda, kişinin derisinde kızarıklık ve kaşıntı en sık görülen reaksiyonları oluşturmaktadır. Tam olarak alerjinin nasıl ortaya çıktığı bilinmese de, kişi neye alerjisi olduğunu bilmelidir. Böylece kişi, alerjiye neden olan şeylerden uzak durarak, alerjik reaksiyonlardan kaçınmalıdır. Kişide neyin alerjiye neden olduğu bazı testlerle anlaşılabileceği gibi, bazen de kişi kendi yaşantı gözlemleriyle, alerjiye neden olan şeyi kendisi anlayabilmektedir.

Alerji Nedenleri

Alerjik hastalıklar, genetik ve çevresel faktörlerin ortaklaşa etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Alerji, özellikle anne tarafında olması halinde çocukta görülme olasılığı daha yüksektir. Hem anne hem babada olursa risk daha da artar. Doğuştan genetik olarak alerjiye yatkın olma durumu atopi olarak adlandırılır. Atopinin ortaya çıkışında 11. kromozomun kısa kolundaki bir gen sorumlu tutulmaktadır. Atopik kişi, sahip olduğu kalıtsal özellikler sebebiyle karşılaştığı bazı maddelere karşı immunoglobulin E sınıfı antikorlar üretir. Bu durumda o madde o kişi için artık herhangi bir madde olmaktan çıkar ve bir alerjen haline gelir. Bir kimsenin alerjik reaksiyon meydana getirebilecek kadar IgE antikoru üretebilmesi için alerjenlere birkaç defa belirli aralıklarla maruz kalması gerekir.

Normalde bağışıklık sistemi vücudu bakteri,virüs, parazit gibi mikroorganizmalara karşı korumakla görevlidir. Bu amaçla antikor denilen bazı özel proteinler ya da özel savunma hücreleri üretir. Alerjide ise  bağışıklık sistemi aslında kendisine zararı olmayan bazı maddeleri kendine zararlı, hastalık yapıcı mikroplar gibi görerek onu zararsız hale getirmeye ve vücuttan atmaya çalışır. Bağışıklık sistemiyle, onun zararlı gördüğü ve yok etmeye çalıştığı madde arasındaki mücadele alerji olarak adlandırılan duruma yol açar.

Alerji Çeşitleri Nelerdir?

Deri Alerjisi

Deride ortaya çıkan alerjiler 2 türlüdür. Bir metal türüne veya kimyasal bir maddeye temas edildiğinde oluşan temas alerjisi ciltte kızarıklık, kaşıntı ve kuruma gibi belirtilere yol açar. Deride oluşan diğer alerji türü ise ilaç kullanımıyla kendini gösterir. Antibiyotik benzeri ilaçlar kullanıldığında deride kurdeşen meydana gelebilir.

Alerjik Rinit

Bahar alerjisi, saman nezlesi veya yaz gribi olarak da bilinen alerjik rinit, kişinin duyarlı olduğu alerjenlerle teması sonrası ortaya çıkan bir hastalıktır. Polenler, küf mantarları, bazı besinler, ev tozu, kedi ve köpek gibi hayvan tüyleri ve ve çeşitli kimyasallar hastalığın oluşumunda rol oynar. Alerjik bünyeli kişiler hiç tepki gösterilmemesi gereken, zararsız bu maddelere tepki gösterir. Polenler nefes yoluyla ağızdan, burundan girince vücut bunları zararlı madde gibi algılar ve reaksiyon oluşur. Çimen polenleri alerjik rinit hastalığında en çok görülen polenlerdir. Zeytin ağacı polenleri de yaygın olarak alerjik bulgulara neden olmaktadır. Ayrıca ıhlamur ve servi polenleri de alerjiye sebep olabilir. Burunda kaşıntı, tıkanıklık, akıntı, hapşırma, kuru öksürük ve boğaz kaşıntısı gibi belirtiler gösterir. Alerjik riniti olan kişilerde sinüzit, kulak hastalıkları ve geniz eti gelişimi daha fazla görülür.

Alerjik Astım

Genetik olarak alerjiye yatkınlığı olan kişilerin, duyarlı oldukları alerjene maruz kalmaları sonucu ortaya çıkan alerjik astım; hava yollarının, mikrobik olmayan iltihabına bağlı gelişen aşırı bronş duyarlılığıdır. Bu kişilerin, duyarlı oldukları alerjenlerle temas etmeleri sebebiyle kuru öksürük, nefes darlığı, hırıltı, hışıltı ve göğüste sıkışıklık hissi gibi belirtiler meydana gelir. Şikâyetler tekrarlayan nöbetler halinde kendini gösterir. Hastanın yakınmaları geceleri ve sabaha karşı artar, alerjenden uzaklaşma veya ilaç kullanımı sonrasında ise azalır bazen de tamamen kaybolur. Ev tozu, ağaç ve çimen poleni, kedi ve köpek tüyü, hamam böceği ve küf mantarı alerjik astımlı hastalarda en çok görülen alerjendir.

Allerjik Konjonktivit

Allerjik konjonktivit, göz kapaklarının içini ve gözün beyaz kısmını saran ve konjunktiva denilen zarın allerjiye bağlı olarak gelişen iltihabıdır. Gözlerde kaşıntı, kızarıklık, yanma ve sulanma gibi belirtilere yol açar. Mevsimsel allerjik konjunktivit, pereniyal allerjik konjunktivit, vernal keratokonjunktivit, atopik keratokonjunktivit ve dev papiller konjunktivit olmak üzere  5 farklı alt tipi vardır.

Ürtiker

İlaçlar, balık, kabuklu deniz ürünleri, yumurta, inek sütü, kuru yemişler, çikolata, mantar çilek, domates gibi besinler, hazır gıdalarda bulunan katkı maddeleri, polen, küf, ev tozları, hayvan tüyleri gibi solunum yoluyla alınan maddeler, enfeksiyonlar, böcek ısırmaları ürtikere neden olabilir. Ürtiker, kaşıntı, kabarıklık ve kızarıklık gibi belirtilere sebep olur.

Besin Alerjisi

Besin alerjilerinin sebebi, besinlerdeki kimyasal bileşiklere (proteine) karşı duyarlılıktır. O proteinin yer aldığı besin ilk kez yenildikten sonra bağışıklık sistemi buna bir tür antikor oluşturarak yanıt verir. Bu besinin tekrar yenilmesi halinde, vücut tarafından istilacı olarak görülen proteinin vücuttan acilen atılması amacıyla IgE antikorlarının ve histamin dahil bazı kimyasalların salınımı tetiklenir. Döküntü, kaşıntı, bulantı, mide ağrısı, ishal, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi yakınmalara neden olur.
Besin alerjisinde ortaya çıkan belirtilerin türü, histaminin vücutta nereden salgılandığına bağlı olarak değişir. Süt, yumurta, mısır, soya, ceviz, yer fıstığı ve kabuklu deniz hayvanları, çikolata, çilek ve buğday alerjileri en çok görülen besin alerjileridir. Fıstık, yumurta ve kabuklu deniz hayvanlarının yol açabileceği alerji, diğer besinlere göre daha riskli olabilir. Bu besinlere alerjisi olan kişilerde, terleme, düzensiz kalp atışları, düşük tansiyon ve şok durumu görülebilir. Bebeklerde inek sütüne karşı oluşan alerji bebeğe inek sütü ya da inek sütü bazlı bebek mamalarının verilmesi nedeniyle meydana gelir ve bebekte bulantı, kusma, ishal ve iştahsızlığa sebep olur. Çocuklarda alerjik hastalıkların saptanmasında en önemli bulgu İmmün Globülün E proteini yüksekliğidir. Yeni doğmuş bir bebekte 2. haftadan sonra görülen ishal besin alerjisinin ilk belirtisi olabilir.

Atopik Dermatit

Çocuk egzaması olarak da bilinen genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu atopik dermatit tedavi edilmediğinde, ilerleyen dönemde astım ve alerjik rinite yol açabiliyor. Hastaların %50’den fazlasında astım, yaklaşık %75’inde ise alerjik rinit gelişebilmektedir. Hastalığın bulguları genellikle 6 ay ila 2 yaş arasında çıkar. Özellikle yüzde başlayıp, eklem yerlerinde, kulak arkasında ve gövdede de beliren kaşıntılı, kuru, kırmızı lezyonlar şeklinde kendini gösterir.

Arı Sokması

Yaban arıları ya da bal arılarının sokması nedeniyle o bölgede ağrı, kızarıklık ve şişme gibi kendiliğinden gerileyen lokal bir reaksiyon ortaya çıkabileceği gibi, anaflaksi denilen ve ölümcül olabilen bir reaksiyon da oluşabilir.

Anafilaksi

Vücutta alerjik maddelere karşı oluşabilen en ciddi reaksiyon biçimi olan anafilaksi; nefes almada zorluk ve bilinç kaybıyla birlikte ölümcül sonuç doğurabilir. Besinler, ilaçlar, aspirin ve NSAI, arı venomları, lateks, alerjen aşıları, hormonlar, hayvan ya da insan proteinleri, renklendiriciler, enzimler, polisakkaridler alerjik reaksiyona neden olabilir. Belirtiler, saniyeler ve dakikalar içinde kendini gösterebileceği gibi, bazen de bulguların ortaya çıkması 2 saati bulabilir. Anafilaktik reaksiyon, kandan ve dokulardan histamin gibi kimyasal maddelerin ani salgılanmasıyla oluşur. Bu salgılanma alerjene karşı antikorların reaksiyonuyla tetiklenir. Anafilaktik şoklarda, bronşlar kabarır, kan basıncı düşer, boğulma ve çökmeye yol açar. Tedavide, anafilaksinin durumuna göre hastaya adrenalin ile birlikte sıvı ve oksijen de verilir. Taburcu olduktan sonra 72 saat süreyle antihistaminik ve kortizonlu ilaçlar kullanılır. Anafilaksi öyküsü olan hastaların bir kısmında tekrarlama durumu olduğu için adrenalin otoenjektör kullanımı önerilebilir ve eğitimi verilebilir.

Süt, yumurta, fıstık, ceviz, fındık, deniz kabukluları, balık gibi besinler ağır anafilaksiye yol açabilir. Yaban arıları, bal arısı, ateş karıncaları gibi zehir bırakan böcekler birçok insanda rahatsızlık hissine sebep olurken, duyarlı kişilerde ölüme kadar ilerleyebilen reaksiyonlara neden olabilir. Ameliyat sonrası kullanılan sıvılar, aşılar, kan ve kan ürünleri, epilepsi ilaçlarıyla diğer ilaçlar anafilaksi ya da anafilaksi benzeri reaksiyonlara sebebiyet verebilir. Lateks de alerjen etki gösterir. En şiddetli reaksiyonlar cerrahi sırasında iç organlara ya da mukozalara lateksin temasıyla oluşur. Antibiyotikler ve ağrı kesiciler en çok ilaç alerjisine yol açan ilaçlardır.
 

Benzer Yazılar