Sağlık
Hiponatremi  Nedir? Nedenleri Nelerdir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir? 08.06.2018

Hiponatremi  Nedir? Nedenleri Nelerdir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hiponatremi bir elektrolit dengesizliği (kandaki tuz dengesizliği) olup, Sodyum'un (Latince'de Natrium) plazmadaki konsantrasyonunun 135 mEq/L'den daha az olmasıdır. Yetişkinlerde meydana gelen hiponatreminin ana sebebi, böbreklerden su emilimini sağlayan hormon olarak da bilinen Antidiüretik Hormon (ADH)'ın fazla olması veya etkisinin sonucudur.
Hiponatremi, sıvı fazlalığı veya sodyum azlığı (örneğin kusma ve diyare sebebiyle),veya su alımının atılımından daha fazla oranda olmasıdır. (polidipsi gibi). Hiponatremi sebebi olarak sodyum kaybına ilişkin,gerek olmayan durumlarda bile hiponatremiye doğru ilerleyen kayıpları da kaydetmek önemlidir. Bu hususta,sodyum kaybı sonucunda hiponatremi meydana gelmesi, kaybın bir sonucu olarak, yetersiz sodyum alımı anlamına gelmez. Daha doğrusu, sodyum kaybı hipovolemi ye sebep olur. ADH geri emilim uyarısının sonucu, kan sulanmış ve hiponatremi gözlenmiş olur.

Ayrıca birde Psödohiponatremi görülebilir. Ayrıca başka materiyaller serum ve çözünmüş sodyum miktarını yükselebilir (örneğin hiperglisemi)
Hiponatremi teşhisi çoğunlula klinik muayene, kan ve idrar testi sonuçlarına bağlıdır. Tedavi sebebe göre (örneğin Addison Hastalığı'nda kortikosteroid tedavisi), veya su alımının kıstılanmasıyla, diüretik kullanımıyla yapılır. Sıvı elektrolit dengesinin düzenlenmesi, kontrollü olarak yapılmalıdır. Aksi takdirde kalp yetmezliği, irreservibl beyin lezyonları gelişebilir.

Hiponatremi Nedenleri

Hiponatremi, vücuttaki su ve sodyum dengesizliği nedeniyle oluşmaktadır. Bu durum, genellikle, vücutta bulunan aşırı suyun sodyum miktarını sulandırması ya da vücutta yeterli miktarda sodyum bulunmaması sonucu meydana gelmektedir. Hiponatremi olup olmadığını sınıflandırma, genel olarak, vücuttaki toplam suyun miktarına dayanmaktadır.

Bazı İlaçların Kullanımı: Diüretik (idrar söktürücü), antidepresan ve ağrı kesici olan bazı ilaçlar normalden fazla idrara çıkma veya terlemeye yol açabilmektedir. Bu da, hiponatremi gelişimine neden olabilmektedir.

Kalp, Böbrek Ve Karaciğer Problemleri: Konjestif kalp yetmezliği ya da böbrekleri veya karaciğeri etkileyen bazı hastalıklar vücutta sıvı birikimine neden olabilmektedir. Vücutta biriken fazla sıvı sodyumu sulandırmaktadır.

Uygunsuz Antidiüretik Hormon Sendromu: Bu durum söz konusu olduğunda, vücutta yüksek seviyelerde antidiüretik hormon üretilmektedir. Sonuç olarak, vücut sıvıyı idrarla atmak yerine vücutta tutmaya başlamaktadır. 

Ciddi Kusma Veya İshal: Bu durum, vücudun sodyum gibi sıvıları ve elektrolitleri kaybetmesine neden olabilmektedir.

Çok Fazla Su İçmek: Sodyum ter ile birlikte vücuttan çıkmaktadır, bu nedenle, maraton ve benzeri gibi dayanıklılık faaliyetleri sırasında fazla su içilmesi durumunda, kandaki sodyum içeriği seyrelebilmektedir. Diğer zamanlarda da, fazla su içmek vücuttaki sodyum miktarının düşmesine yol açabilmektedir. 

Dehidrasyon: Gerekli olan miktarda sıvıyı almamak vücut içinde pek çok soruna neden olabilmektedir. Dehidrasyon yani sıvı kaybı olması durumunda, vücut sodyumu ve elektrolitleri kaybetmektedir.

Hormonal Değişiklikler: Adrenal bez yetmezliği (Addison hastalığı) durumunda, adrenal bezler vücudun sodyum, potasyum ve su dengesini korumaya yardımcı olan hormonları üretme yeteneğini etkileyebilmektedir. Düşük tiroid hormonu seviyeleri de kandaki sodyum seviyelerini düşürebilmektedir. 

Hiponatremi Risk Faktörleri
Bazı faktörler hiponatremi geliştirme riskini artırabilmektedir:

Yaş: Yaşla birlikte vücutta oluşan bazı değişiklikler, belirli ilaçların kullanılması ve vücudun sodyum dengesini değiştiren kronik bir hastalığın gelişme ihtimalindeki artış gibi faktörler, hiponatremi geliştirme riski artırabilmektedir.

Belirli ilaçlar: Hiponatremi riskini artıran ilaçlar arasında tiazid diüretiklerin yanı sıra bazı antidepresanlar ve ağrı kesiciler bulunmaktadır. Bu ilaçlara ek olarak, ecstasy, gibi yasadışı ilaçlar, ölümcül hiponatremi riski oluşmaktadır. 

Vücudun Sıvı Atmasını Engelleyen Koşullar: Hiponatremi riskini artırabilecek tıbbi durumlar arasında böbrek hastalığı, uygunsuz antidiüretik hormon sendromu ve kalp yetmezliği bulunabilmektedir.

Yoğun Fiziksel Aktiviteler: Maraton ve diğer uzun mesafeli, yüksek yoğunluklu aktivitelerde yer alan ve bu nedenle de, çok fazla su içen insanlar, hiponatremi geliştirme için yüksek bir risk taşımaktadır.

Hiponatremi Tedavisi

Hiponatremi tedavisinin amacı, kanın seyreltilmesine neden olmadan, durumun altında yatan nedenini belirlemek ve kandaki sodyum düzeylerini yenilemektir. 

Hiponatremi teşhisi konulduğunda, intravenöz sıvıları ya da ilaçları reçete edilmekte ve normal sıvı seviyelerinin geri getirilmesi sağlanmaktadır. Reçete edilecek olan bu tedavi yöntemleri, hangi hiponatremi türüne sahip olunduğuna ve toplam kan hacminin nasıl etkilediğine bağlı olarak değişebilmektedir. Sıvıların ve ilaçların amacı sodyum seviyelerini yükseltmek ya da su seviyesini azaltmaktır.

Hipovolemik hiponatremi için uygulanacak olan tedavi, sodyum düzeylerini ortaya çıkarmak için salin solüsyonlarını uygulamaktır. Kandaki su seviyelerinin çok yüksek olması durumunda, yani övolemik hiponatremi gelişmişse, bir süre su ya da sıvı kısıtlaması söz konusu olmaktadır.  Hiponatremi şiddetli olduğunda ve beyin hasarı oluştuğunda, komplikasyonları kontrol altına almak için genellikle, yaklaşık olarak yüzde 3’lük bir sodyum çözeltisi uygulanmaktadır. 

Asıl  Nedenin Tedavi Edilmesi

Böbrek disfonksiyonu, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı veya hasarı, tiroid rahatsızlıkları, adrenal yorgunluk ve kalp hastalığı söz konusu ise hiponatremi geliştirme riski artmaktadır. Bu durumda, altta yatan tıbbi koşulları tedavi etmek oldukça önemlidir.
Sıralanan bu sağlık sorunlarından herhangi birine sahip olunması durumunda, sağlıklı bir diyetle beslenmek ve vücutta fazla sıvının birikmesini önlemek doğru bir adım olacaktır. Bu konuda doktorunuzdan fikir alabilirsiniz.
Ayrıca, kullanılan ilaçlar, yoğun egzersiz, ishal veya kusma gibi koşullar da vücuttaki sodyum miktarı hızla azalabilmektedir. Bu nedenle, sodyum miktarının çok fazla azalmamasını sağlamak için özen gösterilmelidir. 

Sıvı Tüketim Miktarının Kontrolü

Yeterli miktarda su içmek, genel vücut sağlığı için son derece önemlidir. Diğer yandan, gereğinden fazla sıvı alınması zararlı sonuçlara yol açabilmektedir. Vücuttaki fazla su, sodyumun seyreltilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, her zaman vücut için yeterli olan suyu içmek en doğrusu olacaktır.
Diğer yandan, çok fazla aktif olmak ve çok fazla terlemek de, çok hızlı sodyum kaybetmeye yol açmaktadır. Bu tarz durumlarda, kaybedilen sodyum ve elektrolitlerin hızla geri alınmasını sağlamak için bunları içeren içeceklerin tercih etmek faydalı olabilmektedir.
Gün içinde doğru miktarda su içip içmediğinizi bilmenin en iyi yolu idrarınızın rengini kontrol etmektir. Mümkün olduğunca sık idrara çıkıyorsanız ve idrarın rengi soluk sarı bir renk ise bu sağlıklı olarak değerlendirilmektedir. İdrarın açık sarı ya da çok koyu olması sıvı tüketiminin kontrol altına alması gerektiğinin bir işaret olabilmektedir. 

Beslenme Değişiklikleri

Çok fazla sıvı içerikli yiyecekler yemek ve su tüketmek, ancak bunu yaparken, doğal deniz tuzu veya sodyum tüketmemek vücutta bazı dengesizliklerin yaşanmasına yol açabilmektedir. Sodyum almanın en iyi yolu, sodyumu klorür veya sofra tuzu formunda tüketmektir. Diğer yandan, günümüzde pek çok insan düşük kaliteli et ürünleri, dondurulmuş akşam yemekleri, çeşniler, konserve ürünler, kızartılmış veya fast food olan yiyecekler tükettiği için fazlasıyla sodyum alabilmektedir. Bu tarz işlenmiş gıdalarda kullanılan sodyum içeriklerden bazıları monosodyum glutamat (MSG), sodyum nitrit, sodyum sakarin, kabartma tozu (sodyum bikarbonat) ve sodyum benzoat olabilmektedir.
Diğer yandan, sodyum almak için bu tarz işlenmiş gıdaları tercih etmek çok da doğru olmayacaktır. Daha sağlıklı bir şekilde sodyum alabilmek için yemeklere deniz tuzu eklemek bir seçenek olabilmektedir. Bu sayede, aldığınız tuz miktarını da kontrol edebilirsiniz. Et, süt, pancar ve kereviz de dâhil olmak üzere daha az miktarda sodyum sağlayan bazı sağlıklı yiyecekler de diyetlere eklenebilmektedir. 

İlaçların Dikkatli Ayarlanması

Eğer diüretikler veya antidepresanlar gibi ilaçlar alıyorsanız, doktorunuz sodyum seviyelerini artırmak ve sıvı tutma riskini güvenli bir şekilde önlemek için dozajları tekrar ayarlayabilmektedir. Diğer yandan, sağlıklı bir diyet, esansiyel yağlar, egzersiz, stres azaltma yöntemleri ve bazı takviyeler gibi doğal tedavi yöntemlerine başvurarak şişkinlik, anksiyete ve depresyon gibi durumların tedavisine yardımcı olabilirsiniz. Bu tarz alternatifleri denemeden önce mutlaka doktorunuzdan onay almalısınız. 

Hormonların Dengelenmesi

Hamilelik, menopoz veya diğer hormonal dengelerin değiştiği durumlarda, elektrolit değişikliklerine bağlı olarak şişme, halsizlik, ruh hali değişiklikleri söz konusu olabilmektedir. Hormonal değişiklikler yaşayan kadınlar sıvı ve sodyum dengesizlikleri yaşayabildiği için hiponatremi geliştirme riski taşımaktadır. Ayrıca, adrenal bezlerin de stresle birlikte artma riski bulunmaktadır.

Böbreküstü bezi yetmezliği (Addison hastalığı) ve tiroid bozuklukları gibi koşulları ortadan kaldırdıktan sonra, hormonları egzersiz, stres azaltıcı uygulamalar, sağlıklı bir diyet ve takviye ürünlerle doğal olarak dengelemek için bazı adımlar atılabilmektedir. 

Benzer Yazılar