Zayıf, şişman, obez, kilolu, balık etli ayırt etmeksizin herkeste bulunma ihtimali olan bir “gerçekliğimiz”den bahsedeceğiz bugün siz; selülit. Zayıf olmakla övünsek de, kilolu olmaktan memnun olsak da günün sonunda selülitle savaşmamız hep ihtimal dahilinde. Kiloyla değil tamamen beslenmeyle alakalı olan selülit özellikle yaz aylarının kâbusu durumunda. Evet, yaza azıcık daha zamanımız var ancak korona virüs pandemisi ile boğuştuğumuz şu günlerde en güzel yatırımı kendimize yapabiliriz. Uzmanların önerisiyle evde kalmaya devam ediyoruz. Bir yandan bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin yollarını arşınlıyoruz öte yandan karantina kilolarını verme ya da daha fazla kilo almama derdindeyiz. Korona virüs hayatımıza sadece virüsü sokmadı beraberinde hayatımızda da onlarca değişiklik yaptı. Maske, sosyal mesafe, tedbir gibi kurallar hayatımızın ortasında. Geçtiğimiz sonbaharda yakamıza yapışan bu virüs sadece moralimizi bozmakla kalmadı soframıza da olumsuz yansıdı. Evde kaldığımız ve dışarı çıkmadığımız süre boyunca yeme oranında çoğumuz artış gösterdik. Mutfakta geçirdiğimiz bolca vakit bize un, su ve tuz takviyesi olarak geri geldi. Dilimize “karantina kiloları” denilen bir kavram girdi. Virüsten korunmaya çalışırken başka bir tehlikeye atılmış olduk aldığımız kilolarla. Beslenme şeklimizdeki bu değişimin yansımalarını tüm yaz vücudumuzda yeteri kadar gördük. Ancak bu kışı daha temkinli geçirme niyetinde olduğumuz da bir gerçek. Bunca anlattıklarımızın özeti aslında sağlıklı beslenmenin kendimize yapacağımız en büyük yatırım olduğu. Sağlıklı beslenerek sadece kilo alımını durdurmakla kalmıyoruz aynı zamanda selülit gibi şeylerle de savaşımızı kazanıyoruz. Bu kadar sağlıklı yaşamdan bahsetmişken şimdi esas konumuza gelelim; sağlıklı yaşam ve selülit arasında sıkı bir bağlantı var çünkü. Önce selülit nedir kısaca tanımlayalım daha sonra bu konuda neler yapabileceğimize bir göz atalım.
Selülit ne demek?
Selülit genellikle uyluk, kalça ve karın bölgesinde oluşur. Deri ve deri altı yağı dokusunu etkiler. Portakal kabuğu görünümlü bir bölgesel metabolik bozukluktur. Girintili çıkıntılı bir dokuya sahiptir. Portakal kabuğunu andıran dokusu, derinin altında biriken ve genişleyen yağ hücreleriyle birlikte cilt yüzeyine dik uzanan lifli bantların bir araya gelmesi neticesinde oluşur. Bu lifli bantların bir diğer adı septadır. Genişleyen yağ hücreleri deri üzerinde şişkinlik oluşturur. Yağ dokusu büzülür ve bu nedenle cilt yüzeyinde birtakım çukur görünümler meydana gelir. Selülit, tıp dilinde adipoz ödemi olarak da bilinir. Selülit neden olur sorusunun net bir cevabı yoktur ancak beslenme şeklimizin önemli bir etkisi olduğu bilinir. Yanı sıra hormonal değişimler, genetik faktörler, kilo alımı ya da tam tersi kilo verilmesi, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı, hamilelik, sık sık kilo alıp vermek, kadınlarda östrojen adı verilen hormonun fazla salgılanması, kullanılan bazı ilaçlar, vücutta biriken toksinler selülit oluşumunu tetikler. Yapılan araştırmalara göre sigara kullanımının da selülit oluşumuna neden olduğu görülür. Hemen hemen tüm kadınların hayatı boyunca vücutlarının en az bir bölümünde selülit oluşabilir ve bunun zayıflıkla bir ilgisi yoktur. Yapılan araştırmalara göre kadınların %80’i ergenlikten sonra selülit sorunu yaşar. Yaşla birlikte selülitin görülme sıklığı da artar. Bunun en önemli nedenlerinden biri yaş aldıkça cildin incelmesi ve gevşeyerek esnemesidir. Selülitin daha çok açık tenli kadınlarda görüldüğü gözlemlenir ancak elbette hemen her kadında gelişebilir. Erkeklerde selülit çok nadir görülür. Erkeklerin cilt altındaki yapıları farklıdır bu nedenle selülit oluşumu çok nadir görülür. Kilo aldıkça selülit görüntüsü daha belirgin hale gelebilir. Özellikle hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme ve hamilelik dönemleri selülit oluşma riskini arttırabilir.
Selülit nasıl belli olur? Selülit belirtileri nelerdir?
Selülitin belirtileri nelerdir sorusunun yanıtı ile devam edelim. Kalça, uyluk ya da karın gibi bölgelerde girintili çıkıntılı bir doku varlığı varsa bu büyük ihtimalle selülittir. Ciltteki bu görüntü genel olarak portakal kabuğu şeklinde tasvir edilir. Portakal kabuğu görüntüsünün daha belirgin olması için deriyi sıkıştırmak gerekir böylece selülitler daha net görülebilir. Selülit belirtileri cildin yapısına bağlı olarak değişir. Genellikle kalça çevresinde görülür ancak bazen göğüslerde de fark edilebilir. Karın bölgesi, uyluk ve üst kol kısımları da selülitin görüldüğü yerlerdendir. Selülit bir hastalık olarak tanımlanamaz çünkü çok ciddi bir hastalık değildir. Bazı şeylere dikkat ederek selülit oluşumu engellendiği gibi mevcut selülitler de düzelebilir. Ciltteki bu portakal kabuğu görüntüsünden kurtulmak için birkaç yöntem vardır. Şimdi gelin bunlardan kısaca bahsedelim.
Selülit nasıl geçer?
Selülit tedavisi, kişiden kişiye değişir daha doğrusu selülitin boyutuna bağlı olarak. Eğer cilt görünümü sizi oldukça rahatsız ediyorsa ve evde çözülecek gibi durmuyorsa dermatoloji ya da plastik cerrahi uzmanına bu durumu danışabilir ve izlemeniz gereken yol haritası hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. Selülit tedavisinin belli başlı bir yöntemi yoktur. Bazı lazer sistemleri selülitin oluşturduğu kötü görünümü iyileştirebilir. Selülit tedavisinde kullanılan bu sistemlerle ciltte düzelme sağlanabilir. Selülit tedavi yöntemlerinden bir diğeri kriyolipoliz uygulamasıdır. Kriyolipoliz, vücudun kalça ve karın gibi bölgelerinde bulunan bölgesel yağ hücrelerindeki molekülleri dondurarak giderir. Bu sayede selülit görünümü azalır. Ultrason tedavisi ile de selülitten kurtulmak mümkün olabilir. Karın ve uylukta bulunan yağ hücrelerinin azaltılması için bir ses dalgası uygulanır. Bu ses dalgası ile yağ hücrelerinde toparlanma görülebilir. Korona virüs vakalarının binleri aştığı şu dönemde bu tarz tedaviler için evden çıkmayı tercih etmeyebilirsiniz. Bu nedenle selüliti evde gidermenin yollarını araştırıyor olabilirsiniz. Bu noktada elbette profesyonel tedaviler kadar net çizgileri olmasa da yarar sağlayan pek çok doğal yöntem de bulunur. Şimdi gelin bunlardan bahsedelim.
Selülit nasıl geçer? Evde çözümü nedir?
Selülit için evde uygulanabilecek bazı tedavi yöntemleri mevcuttur. Şartlar gereği şuan polikliniklere ya da hastaneye giderek bu tedaviyi yaptırmak istemeyebilirsiniz. İşte bu noktada evde alacağımız bazı önlemler devreye girer. Elbette tüm bunların tek başına işe yaraması imkânsızdır. Mutlaka beraberinde sağlıklı yaşam felsefesini de uygulamanız gerekir. Bunların başında da sigarayı bırakmak gelir. Sigarayı bırakmak, kendinize alacağınız en güzel hediyedir. Selülite karşı evde uygulanabileceklere gelince… Bu noktada birkaç madde çıkıyor karşımıza…
At kılı fırçasını duymuşsunuzdur? Bugün piyasada pek çok farklı marka, at kılı fırçası üretimi yapıyor. At kılı fırçası vücuttaki kan dolaşımını hızlandırıyor ve bu dolaşım selülit oluşumunu önlüyor. At kılı fırçası ile bacaklarımızı tarayarak gözeneklerin acıkmasını ve cilt altında biriken yağların görünümünü hafifletebiliriz. Çok sert taramamaya gayret edin özellikle beyaz tenli ve hassas bir cilt tipiniz varsa tahriş olabilir. Selülitten kurtulmak isterken başka bir maceraya yelken açmamak lazım!
Selülit tedavisinde doğal yağlar imdadımıza yetişiyor. Selülite iyi gelen doğal yağlardan destek alabilirsiniz. Örneğin biberiye yağı, portakal yağı, Hindistan cevizi yağı gibi doğal içerikli yağlar selülite iyi gelebilir.
Belki de en etkili yöntemlerden biri hareketli yaşam tarzı. Bedeninize ve yaşınıza uygun egzersiz programları ile vücudunuz daima dinç tutabilirsiniz. Bunun için profesyonel bir destek alabilirsiniz.
Selülite ne iyi gelir sorusunun en bilinen yanıtlarından biriyle devam edelim; kahve telvesi. Kahve telvesinin peeling olarak kullanıldığını duymuşsunuzdur. Hatta yüze bile bu doğal peeling uygulamasını yapılabiliyor. Selülitler için de aynı yönteme başvurulabilir. Kahve telvesi hazırlayıp selülit olan bölgelere sürülebilir ve hafifçe masaj yapılabilir. Bazı kaynaklarda kahve telvesini sürdükten sonra streç film ile sarılıp 45 dakika 1 saat kadar bekletilmesi de öneriliyor.
Önemli Not: Konu sağlık olunca pek çok yöntem çıkıyor karşımıza kimi zaman tıbbi, kimi zaman alternatif tıp. Her ne kadar selülit çok ciddi ve tehlikeli bir hastalık sınıfına girmiyor olsa da lazer, ultrason tedavi ve benzeri gibi tedavilerin herkes için uygun olduğu söylenemez. Özellikle birtakım alt hastalıklara sahip kişiler için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle selülit tedavisini tıbbı ya da doğal yollardan uygulamadan önce mutlaka doktora danışın. Başkasına iyi gelen sizi sağlığınızı olumsuz etkileyebilir bu nedenle uzmana danışmadan bu tarz tedavi yöntemlerine başvurmamanız önemlidir.
